benimdünyam: Maléna

En sevdiğim yönetmenlerin başında gelen İtalyan yönetmen Giuseppe Tornatore'nin yönettiği 2000 yapımı film. Yönetmenin diğer filmleri, Cennet Sineması, 1900 Efsanesi, Una Pura Formalita gibi başyapıtlarının yanında Malena biraz sönük kalsa da, izlenmesi gereken yapımlardan. Ennio Morricone her filminde olduğu gibi bu filmde de Giuseppe Tornatore'yi yalnız bırakmıyor. Güzel müzikleri ile filme katkısı yadsınamaz. 2001 yılındaki 73. Akademi ödüllerinde film en iyi görüntü yönetimi ile birlikte Ennio Morricone ile de en iyi orijinal müzik dallarında adaylık kazanır.

Malena savaşta kocasını kaybetmiş, genç ve güzel bir kadındır. Hele bir süslenip sokaktan bir yürüyüşü var ki, dönüp bakmayan kalmaz. Bu durum Malena'yı, kasabanın tüm kadınlarının kıskançlık ve nefret duyduğu, erkeklerin ise arzu ve hayranlık duyduğu bir kadın yapar. Bir de Renato vardır; ergenliğe yeni girmiş bir çocuk. Her erkek gibi Renato da Malena'ya ilgi ve arzu duymaktadır. Farklı olarak Renato, Malena'yı sahiplenmek ve kasabanın diğer erkeklerinden korumak istemektedir. Ancak bunun için henüz çok küçük olduğunun da farkındadır. Bunun için biran önce büyümek için dua etmektedir. Renato, Malena'yı herkesten kıskanmaktadır. Renato için en acısı da budur herhalde; sahip olmadığını kıskanmak.

Filmin adı Malena olunca, ana karakterin Malena olduğu sanılabilir. Fakat filmin ana eksenini Renato karakteri oluşturur. Bir çocuğun ergenliğe geçişi, kendi vücudunu tanıması, karşı cinse ilgi duymaya başlaması , yer yer komik yer yer de dramatik bir dille anlatılır. Bir çocuğun kendinden büyük bir kadına duyduğu saf ve temiz /platonik aşk ancak bu kadar güzel anlatılabilir.

Filmde, ön planda olan Malena ve Renato olsa da arka planda, faşizm, diktatörlük ve savaş konularında da ince mesajlar verilir. Savaştan dolayı halkın içine düştüğü yokluk iyi resmedilir. Mekan tasarlamaları ve kostümler zamana uygun, oyunculuklar oldukça başarılıdır. Monica Belluci neredeyse hiç konuşmadığı (film boyunca kısık sesle 6-7 cümle kurar) Malena rolünde çok başarılıdır. Yürüyüşü ile, masum ve baygın bakışlarıyla, bizleri böyle bir kadının yaşadığına ikna eder. Onun dışındaki oyuncular da rollerinin hakkını veriyorlar.

Malena, yalnız bir dul iken (eşi askerde /öldüğü sanıldığı bölümlerde) seksi ve dar elbiseler giyer, yüzü makyajlıdır. Tüm erkeklerin arzuladığı, kadınların nefret ettiği bir kadındır. Filmin sonunda kocası geri döndüğünde ise kasabanın diğer kadınları gibi giyinir. Yüzünde neredeyse hiç makyaj yoktur, saçları da sıradandır. Daha önceleri Malena'dan nefret eden, hakkında demediklerini bırakmayan kasaba kadınları Malena'nın bu halini kendilerine yakın bulmuş olacaklar ki onunla diyalog kurup ona yardımcı olmaya başlar. Malena pazardan evine giderken de dönüp kimse bakmaz. Çünkü o artık dul bir kadın değildir, eşi vardır. Belki de Malena hep aynı kadındı, aynı giyinirdi, fakat dul olunca başkalarının gözüne farklı görünüyordü.

Monica Belluci için, uluslarası şöhret kazandırması bakımından bu film çok önemlidir. Daha önce küçük rollerde oynayan oyuncu bu film ile özellikle Avrupa'da büyük başarı kazanır ve tüm dünyada tanınır hale gelir.