20 Nisan 2015 Pazartesi

Irkçılık Karşıtı Filmler

Irkçılık bir insanlık suçudur. Mensup olduğu ırkı diğerlerinden daha imtiyazlı ya da daha üstün görmek olan ırkçılık sinemada çokça işlenmiş bir konudur. Bu konuda baş yapıt denecek kadar iyi filmler yapılmıştır. Bu konuda sayısız filmler yapılmıştır. Hepsini burada yazmak mümkün değildir. Burada, kendi izlediğim filmlerden en beğendiklerimi listelemek istiyorum.

To Kill A Mockingbird:

Robert Mulligan'ın yönettiği, 1962 yapımı filmde Gregory Peck baş roldedir. Film tecavüzle suçlanan bir zenciyi savunan güneyli bir avukatın çevresindekilerin tepkilerine rağmen asılsız bir iddia ile suçlanan genci savunma hikayesini anlatıyor. Irkçılık üstüne yapılmış en iyi filmlerden biridir. Bana göre filmin en güzel sahnelerinden biri, avukat (Atticus) mahkeme salonunu terk ederken zencilerin ayağa kalkması ve pederin ayağa kalkmayan kızı "baban geçiyor, ayağa kalk." diye uyardığı sahneydi.

Atticus'un oğluna şu sözü de filmin unutulmaz repliklerinden biridir; ''Bu dünyada pek çok çirkinlik var oğlum. seni hepsinden uzak tutmak isterdim, ama bu mümkün değildir.''


American History X:

Tony Kaye'nin yönettiği, 1998 yapımı filmdir. Filmde muhteşem performansı ile Edward Norton oynamaktadır. Konusu kısaca şöyledir; Derek Vinyard(Edward Norton), babası zenciler tarafından öldürülen bir Neo-Nazi'dir. Bir gün arabasını soymaya çalışan üç zenciyi acımasızca öldürür ve tutuklanarak hapse gönderilir. Derek, hapiste kaldığı sürede ırkçı düşüncelerini sorgulamaya başlar ve iyilikle kötülüğün her ırkın içinde var olduğunu fark eder.

Amercan History X, ırkçılık üstüne yapılmış en iyi filmlerden biridir. Çekim teknikleri ile, sert sahneleri ile uzun süre etkisinden çıkılmayan filmlerden biridir.



Malcolm X:

Spike Lee'nin yönettiği film 1992 yapımıdır. Gerçek  olaylara dayanan filmde Malcolm X'i Denzel Washington oynamaktadır. Filmin konusu şöyledir; ''Babası Ku Klux Klan tarikatı tarafından öldürülen Malcolm, kendi yaşıtları diğer siyahiler gibi zor bir gençlik yaşar. Hırsızlık yapar. Sonuçta hapse düşen Malcolm burada tanıştığı insanlar sayesinde islam'la tanışır ve hayatı değişir. İslamda hiçbir ırkın diğerine üstünlüğünün olmadığını öğrenen Malcolm bunu yaşam düsturu haline getirir. İçinde bulunduğu grupta hızla yükselir. Hapisten çıktıktan sonra ise artık, tüm dünyayı etkileyecek büyük bir hareketin lideridir.




Goodbye Bafana:

Yönetmenliğini Bille August'un yaptığı 2007 yapımı filmde Diane Kruger, Joseph Fiennes ve Dennis Haysbert önemli rolleri paylaşıyorlar. Gerçek olaylara dayanan filmin konusu kısaca şöyledir; ''James Gregory, Güney Afrika’da yaşayan beyaz bir gardiyandır. Son derece ırkçı bir yaklaşımı olan James, hem özel hayatında hem de işinde siyahlara karşı son derece acımasız bir tutum sergilemektedir. Ta ki bir gün, 20 yıl boyunca gardiyanlığını yapacağı bir adamla tanışıncaya kadar. Nelson Mandela’nın hapiste olduğu yıllar boyunca onun gardiyanlığını yapan James, Güney Afrika’nın tarihinde çok önemli bir sayfa açmış olan bu siyahi liderin insancıl ve sıcak yaklaşımından son derece etkilenecektir.



This İs England:

Shane Meadows'un yönettiği film 2007 yapımıdır. 1980’li yıllarda İngiltere’de gittikçe radikalleşen ırkçılık hareketlerine içeriden başarılı bir bakış atan This is England, son yıllarda ırkçılık üzerine yapılmış en başarılı politik filmlerden biri. Filmde oyunculuklar genel olarak başarılı ama 12 yaşında bir çocuk olan Shaun'u oynayan Tomas Turgoose, yaşından beklenmeyecek, büyük bir oyunculuk sergiler. Filmin bir diğer başarılı performansı ise Stepen Graham'a ait.

Bir çok ödül almış filmin bir diğer artısı da eşsiz müzikleridir.




The Help:

Yönetmenliğini tate Taylor'ın yaptığı film 2011 yapımı olup filmde Emma Stone ve Viola Davis oynamaktadır. Özellikle Viola Davis'in oyunculuğu görülmeye değer.

Filmin konusu kısaca şöyledir: '' 3 cesur kadının şehirdeki katı kuralları ve yerleşik davranışları aralarında gelişen alışılmadık bir arkadaşlıkla nasıl bozduklarının hikayesi anlatılıyor...1960’lı yılların Mississippi’sinde üç farklı ve sıra dışı kişilikleri canlandıran bu cesur kadınlar, kendilerini tehlikeye atan ve toplumsal kurallara karşı gelen gizli bir yazı projesi sayesinde alışılmadık bir dostluk kurarlar. Beklenmedik bu ittifaktan, önemli bir kardeşlik doğar. Dokunaklı, esprili ve umut dolu bir film olan 'The Help', değişim yaratabilmekle ilgili evrensel bir hikaye...

12 Yeras A Slave:

Son dönemin iyi yönetmenleri arasında gösterilen Steve McQueen'in yönettiği filmde Chiwetel Ejiofor, Micheal Fassbender, Lupita Nyong'o ve kısa bir rol ile Prad Pitt yer almaktadır. Film, En İyi Film dalında Oscar Ödülü kazanırken, Lupita Nyong'o da En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Oscarı'nı kazandı.

Solomon Northup’ın 1853 yılında yazdığı ve kendi hikayesini anlattığı romanından uyarlanan filmde Northup, ABD’nin kuzeyinde yaşayan özgür bir insan, tanınmış bir keman virtüözü iken kaçırılarak köle yapılması ve geçirdiği kölelik yılları anlatılmaktadır.





İkinci Dünya Savaşı sırasında, Nazi Almanyası'nın Yahudilere uyguladığı soykırım, çoğunlukla sinemada işlenmiş bir konudur. Bu konuda yapılmış filmleri tek tek yerine liste halinde vermek daha doğru olacaktır.
  • Schindlers List (Schindlerin Listesi)
  • Life Is Beautiful (Hayat Güzeldir)
  • The Pianist (Piyansit)
  • The Boy İn The Striped Pyjamas (Çizgi Pijamalı Çocuk)
  • God On Trial (Ölümün Soluğu)
  • Amen
  • İnglourious Basterds (Soysuzlar Çetesi)
  • Nirgendwo İn Africa (Afrikada Bir Yerde)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder