24 Ocak 2017 Salı

89. Akademi Ödülleri

Amerikan Sinema Bilimleri ve Sanat Akademisi (AMPAS) tarafından düzenlenen 89. Akademi Ödülleri’nin adayları açıklandı.




  1. En İyi Film
  • Arrival
  • Fences
  • Hacksaw Ridge
  • Hell or High Water
  • Hidden Figures
  • La La Land
  • Lion
  • Manchester by the Sea
  • Moonlight
  1. En İyi Yönetmen
  • Denis Villeneuve – Arrival
  • Mel Gibson – Hacksaw Ridge
  • Damien Chazelle – La La Land
  • Kenneth Lonergan – Manchester by the Sea
  • Barry Jenkins – Moonlight
  1. En İyi Uyarlama Senaryo
  • Eric Heisserer – Arrival
  • August Wilson – Fences
  • Allison Schroeder & Theodore Melfi – Hidden Figures
  • Luke Davis – Lion
  • Barry Jenkins – Moonlight
  1. En İyi Orijinal Senaryo
  • Taylor Sheridan – Hell or High Water
  • Damien Chazelle – La La Land
  • Yorgos Lanthimos & Efthimis Fillippou – The Lobster
  • Kenneth Lonergan – Manchester by the Sea
  • Mike Mills – 20th Century Women
  1. En İyi Kadın Oyuncu
  • Isabelle Huppert –Elle (Michèle Leblanc rolünde)
  • Ruth Negga –Loving (Mildred Loving rolünde)
  • Natalie Portman –Jackie (Jackie Kennedy rolünde)
  • Emma Stone –La La Land (Mia Dolan rolünde)
  • Meryl Streep –Florence Foster Jenkins (Florence Foster Jenkins rolünde)
  1. En İyi Erkek Oyuncu
  • Casey Affleck – Manchester by the Sea (Lee Chandler rolünde)
  • Andrew Garfield – Hacksaw Ridge (Desmond T. Doss rolünde)
  • Ryan Gosling – La La Land (Sebastian Wilder rolünde)
  • Viggo Mortensen – Captain Fantastic (Ben Cash rolünde)
  • Denzel Washington – Fences (Troy Maxson rolünde)
  1. En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu
  • Viola Davis – Fences (Rose Lee Maxson olarak)
  • Naomie Harris – Moonlight (Paula rolünde)
  • Nicole Kidman – Lion (Sue Brierley rolünde)
  • Octavia Spencer – Hidden Figures (Dorothy Vaughan rolünde)
  • Michelle Williams – Manchester by the Sea (Randi rolünde)
  1. En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu
  • Mahershala Ali — Moonlight
  • Jeff Bridges — Hell or High Water
  • Lucas Hedges — Manchester by the Sea
  • Dev Patel — Lion
  • Michael Shannon — Nocturnal Animals
  1. En İyi Orijinal Film Müziği
  • Jackie – Mica Levi
  • La La Land – Justin Hurwitz
  • Lion – Dustin O’Halloran and Hauschka
  • Moonlight – Nicholas Britell
  • Passengers – Thomas Newman
  1. En İyi Orijinal Film Şarkısı
  • Arrival
  • Deepwater Horizon
  • La La Land
  • Sully
  • Hacksaw Ridge
  1. En İyi Animasyon Filmi
  • Kubo and the Two Strings
  • Moana
  • My Life as a Zucchini
  • The Red Turtle
  • Zootopia

  1. En İyi Kısa Metrajlı Film
  • Ennemis Interieurs
  • La Femme et le TGV
  • Silent Nights
  • Sing
  • Timecode
  1. En İyi Kostüm Tasarımı
  • Allied – Joanna Johnston
  • Fantastic Beasts and Where to Find Them – Colleen Atwood
  • Florence Foster Jenkins – Consolata Boyle
  • Jackie – Madeline Fontaine
  • La La Land – Mary Zophres
  1. En İyi Makyaj ve Saç Stili
  • A Man Called Ove – Eva von Bahr ve Love Larson
  • Star Trek Beyond – Joel Harlow ve Richard Alonzo
  • Suicide Squad – Alessandro Bertolazzi, Giorgio Gregorini ve Christopher Nelson
  1. En İyi Belgesel
  • Fire at Sea
  • I Am Not Your Negro
  • Life, Animated
  • OJ: Made in America
  • 13th
  1. En İyi Kısa Konulu Belgesel
  • Extremist
  • 4.1 Miles
  • Joe’s Violin
  • Watani My Homeland
  • The White Helmets
  1. En İyi Görsel Efekt
  • Deepwater Horizon – Craig Hammeck, Jason Snell, Jason Billington ve Burt Dalton
  • Doctor Strange – Stephane Ceretti, Richard Bluff, Vincent Cirelli ve Paul Corbould
  • The Jungle Book – Robert Legato, Adam Valdez, Andrew R. Jones ve Dan Lemmon
  • Kubo and the Two Strings – Steve Emerson, Oliver Jones, Brian McLean ve Brad Schiff
  • Rogue One: A Star Wars Story – John Knoll,Mohen Leo, Hal Hickel ve Neil Corbould
  1. En İyi Sinematografi
  • Arrival — Bradford Young
  • La La Land — Linus Sandgren
  • Lion — Greig Fraser
  • Moonlight — James Laxton
  • Silence — Rodrigo Prieto
  1. En İyi Film Kurgusu
  • Arrival
  • Hacksaw Ridge
  • Hell or High Water
  • La La Land
  • Moonlight
  1. En İyi Ses Miksajı
  • Arrival
  • La La Land
  • Hacksaw Ridge
  • 13 Hours: The Secret Soldiers of Benghazi
  • Rogue One: A Star Wars Story
  1. En İyi Ses Kurgusu
  • Arrival
  • Deepwater Horizon
  • La La Land
  • Sully
  • Hacksaw Ridge
  1. En İyi Yabancı Dilde Film
  • Land of Mine
  • A Man Called Ove
  • The Salesman
  • Tanna
  • Toni Erdmann
  1. En İyi Eser / Sahne Tasarımı
  • Arrival
  • Fantastic Beasts and Where to Find Them
  • Hail Caesar!
  • La La Land
  • Passengers
  1. Akademi Ödülleri Jimmy Kimmel tarafından sunulacak ve tören 26 Şubat 2017 tarihinde düzenlenecek.

23 Ocak 2017 Pazartesi

Quentin Tarantino


Quentin Tarantino, 27 Mart 1963 yılında Amerika’da doğdu. Babası İtalyan asıllı Tony Tarantino ve annesi Quentin Tarantino’nun doğumundan hemen sonra boşanmıştır. Quentin ileriki yaşlarda üvey babasıyla güçlü bağlar kurmuştur.On altı yaşında Harbor City, Kaliforniya’daki Narbonne Lisesi’nden ayrılarak oyunculuk öğrenmek için James Best tiyatro grubuna katıldı. “Captain Peachfuzz and the Anchovy Bandit” adlı ilk senaryosunu, 22 yaşında yazdı. Video kaset dükkanında kasiyerlik yaptı. Lawrence Bender ile bir Hollywood partisinde tanıştı ve film senaryosu yazması konusunda cesaret kazandı. Bunun sonucunda 1992 yılında “Rezervuar Köpekleri” filmi ortaya çıktı. Film son moda akımların etkisinde ve bol kanlı olmasıyla dikkat çekti. Kısa sürede büyük bir şöhrete sahip oldu. Rezervuar Köpeklerinin başarısından sonra Hollywood yapımcıları bir dizi projeler sundular. Fakat Tarantino'’nun kafasında tamamen orijinal ve farklı bir proje vardı. Bu yüzden bütün teklifleri geri çeviren Tarantino, Amsterdam’'a “Ucuz Roman” (Pulp Fiction) adlı filmi çekmeye gitti. Karmaşık kurgusuyla dikkat çeken film, bağımsız filmlerinde gişe başarısı getirebileceğini gösterdi.

Ucuz Roman’dan sonra “The Man from Hollywood'”u yönetti. Daha sonra ise akıl hocası Elmore Leonard’ın “Rum Punch” adlı romanından uyarladığı “Jackie Brown”ın yönetmenliğini yaptı. Sonraki projesini “Inglorious Bastards” adlı bir savaş filmi yapmaktı.Fakat bu projeyi Kill Bill filmini yazıp, yönetmek için ertelemek zorunda kaldı. Kill Bill Vol.1 ve Vol.2 olmak üzere iki ayrı film olarak gösterime girdi. Başrol oyuncuları Uma Thurman, David Carradine, Vivica A. Fox, Lucy Liu ile büyük gişe hasılası yapan seri, uzun süre sinemalarda gösterimde kalmayı başardı. Sadece Vol. 1 ile dünya genelinde 180,949,045 dolar hasılat yapmıştır.

2004 yılında Cannes Film Festivalinde juri başkanlığı görevini kabul etti. Tarantino’nun büyük ısrarına rağmen Altın Palmiye ödülü “Oldboy” filmi yerine, “Fahrenheit 9/11” adlı filme verildi. 24 Şubat 2005’’te CSI adlı dizinin “Grave Danger” adlı 2 saatlik bölümünü yönetti. Bölüm reyting rekorları kırdı. Ayrıca aynı sene Jimmy Kimmel Live’ın bir bölümünü de yönetti. “Alias” adlı bir dizinin birinci ve üçüncü sezonlarında rol aldı. Filmlerinde kullandığı bazı kendine özgü kuralları, nitelikleri vardır.

Bunlardan bazıları ise ;

*Başrol karakterleri özellikle Chevrolet ve Cadillac olmak üzere, genellikle General Motors araçları kullanırlar.
*Çanta ve Valizler filmlerde önemli rol oynar.
*Hemen bütün filmler Los Angeles’ta geçer.
*Önceki filmlerine dolaylı da olsa bağlantı bulunur.
*Çok aykırı bir öykü anlatım tarzı bulunur.
*3 ve daha fazla karakter birbirine aynı anda silah doğrultur.
*Bagaj çekimi (Trunk shot) tekniğini sinema dünyasında popüler hale getirmiştir.
*Filmlerinde sıklıkla küçük de olsa rollerde oynar.
*Yazdığı üç filmi, yazıp yönettiği dört filmde de suç ve suçlular üzerinedir.
*Sıklıkla siyah takım elbiseli, beyaz gömlekli ve siyah kravatlı karakterlere yer verir.

Quentin Tarantino'nun En Öneml Filmleri:


  1. Reservoir Dogs
  2. Pulp Fiction
  3. Jackie Brown
  4. Kill Bill Vol:1
  5. Kill Bill Vol:2
  6. Death Proof
  7. İnglourious Basterds
  8. Django Unchained
  9. The Hateful Eight


12 Ocak 2017 Perşembe

Das Leben Der Anderen


‘’1984, Doğu Berlin. Düşünce özgürlüğü çok uzak. Doğu Almanya halkı, Stasi tarafından sıkı denetim altında tutulmaktadır. 100.000 çalışanı ve 200.000 muhbiri Proleterya Diktatörlüğünü korumaktadır. Amaç ise, her şeyi bilmektir.’’ Film bu bilgi notu ile başlıyor. Bu girişle birlikte filmde ne izleyeceğimizi de öğrenmiş oluyoruz.

Das Leben Der Anderen, Alman yönetmen Florian Henckel von Donnersmarck'ın ilk uzun metrajlı filmidir. Aynı zamanda filmin senaryosunu da yazan yönetmen daha ilk filminde büyük bir başarı yakalar. Alman sinemasının son döneminin en önemli filmlerinden biri olarak kabul edilen film, başta Yabancı Dilde En İyi Film Oscarı, Bafta, Bodil(Danimarka Film Eleştirmenleri Ulusal Derneği) ve Cezar (Fransa’nın Oscar muadili) olmak üzere çok sayıda ödül kazandı. Ayrıca film, BBC’nin Ağustos 2016 tarihinde yayınladığı ve 36 ülkeden 177 eleştirmenin görüşü alınarak hazırlanan ‘’21. yüzyılın en iyi filmleri’’ listesinde 32. Sırada yer almaktadır. Seyircinin ilgisini en üst seviyede tutan başarılı diyalogları ile dikkat çeken film çok iyi bir senaryoya sahip. Filmdeki karakterler çok iyi tanımlanmış, derinlikli olup bu karakterleri canlandıran her bir oyuncu, rolünün hakkını fazlasıyla veriyor. Hepsi çok başarılılar. Ama Gerd Wiesler karakterini canlandıran Ulrich Mühe’den ayrıca bahsetmek gerekiyor. Bu bir Hollywood filmi olsaydı, Mühe kesinlikle Oscar alırdı, o derece iyi oynamış. Stéphane Moucha ve Gabriel Yared tarafından yapılan müziklerin çok iyi olduğunu da belirtmeden geçmemek gerekir. Gabriel Yared tarafından bu film için bestelenen ve çok önemli bir sahnede (bu sahneden daha sonra bahsedeceğiz) kullanılan ‘’İyi Bir İnsan İçin Sonat’’ tekrar tekrar dinlenesi bir müzik eseridir.

Filmin konusu kısaca şöyledir; Doğu Almanya rejimi, Stasi adında bir güvenlik ve istihbarat örgütü kurmuştur. Bu örgütün amacı, rejime tehdit olarak kabul edilen kişilerin denetim altında tutulmasıdır. Şüphelilerin evlerinin her tarafına dinlenme cihazları yerleştirilerek, bu kişilerin 24 saati gözlem altına alınır. Deliller toplanır ve nihayetinde bu kişiler tutuklanarak rejim için tehlike olmaktan çıkarılmış olur. Bu amaçla evine dinlenme cihazları konan kişilerden biri de bir tiyatro yazarı olan Georg Dreyman (Sebastian Koch)’dır. Georg Dreyman’ı dinlemekle ve yaptığı her şeyi kayıt altına almakla Gerd Wiesler (Ulrich Mühe) adında bir Stasi çalışanı görevlendirilir. Film bu dinlenme ve delil toplanma sürecini ve bu süreçte gelişen olayları konu edinmiştir.

Gerd Wiesler örgütün içindeki en kıdemli çalışanlardan biri olup, aynı zamanda örgütün akademisinde hocalık yapmaktadır. Filmin başında bir şüphelinin sorgulanması ve sorgulanma sırasında yapılan ses kaydının akademide eğitim gören öğrencilere dinletilmesi gösterilir. Wiesler öğrencilerine, bir şüphelinin nasıl sorgulanacağını ve suçlu olup olmadığını nasıl anlayacaklarını anlatmaktadır. Bu sorgulamaların kırk saatten daha fazla sürdüğünü ve bu süre zarfında şüphelinin uyumasına izin verilmediğini söyler. Bunu zalimce bir yaklaşım olarak gören bir öğrencisine şu açıklamayı yapar: ‘’suçsuz olan bir insan bu kadar uzun süre uykusuz kaldığı zaman agresifleşir, daha sert tepkiler verir, ama eğer suçlu ise giderek daha sessizleşir, işlediği suçun altında ezilir hatta ağlamaya başlar.’’ O sırada ses kaydında sorgulaması yapılan şüphelinin ağladığı duyulur. Ses kaydında dikkat çeken bir diğer ayrıntı ise suçlunun tekrar tekrar sorulan ‘’falan tarihte neler yaptın?’’ sorusuna tek kelimeyi dahi değiştirmeden hep aynı cevabı vermesidir. Weisler bunu da şöyle açıklar: ‘’doğru ifade verenler aynı şeyleri farklı kelimelerle anlatır fakat yalan söyleyenler her sorulduğunda ezberledikleri metni kelimesini dahi değiştirmeden anlatırlar.’’ Filmin daha bu ilk dakikalarında ne kadar zekice yazılmış bir senaryo ile karşı karşıya olduğumuzu görürüz.

Das Leben Der Anderen filminde esas olarak, yazar Georg Dreyman ile Stasi elemanı Gerd Wiesler’in nasıl dönüştüklerine tanıklık ediyoruz. Georg Dreyman filmin başında, rejimden yana olmasa da muhalif de olmayan hatta yaptıkları bir takım uygulamaları onaylayan bir konumdadır. Kendisi muhalif olmasa, çevresinde muhalif olan yazar ve sanatçılar çoktur. Dreyman’ın en yakın arkadaşlarından biri olan Albert Jerska, muhalif bir tiyatro yönetmenidir. Bu kişi kara listede olduğundan, uzun süre işsiz kalmış ve bunalıma girmiştir. Jerska girdiği bunalımdan çıkamayarak sonunda intihar eder. Arkadaşının intiharı Georg Dreyman için bir dönüm noktası olur. Bu olaydan sonra Dreyman, rejimin yanlışlarını görür ve muhalif bir çizgiye kayar. Muhalif olan arkadaşlarının da yardımıyla, Batı Almanya’da yayın yapan Der Spiegel dergisinde, rejimi çok zor durumda bırakacak, imzasız bir makale yayınlar. Dreyman’ın başlarda bulunduğu noktadan, rejimi sıkıntıya sokacak makale yazacak noktaya gelmesi çarpıcıdır. Gerd Wiesler ise filmin başında çok koyu bir rejim savunucusudur. Georg Dreyman’ı ve çevresindeki insanları tanıdıkça, fikirlerinde başta bir yumuşama, sonra da dönüşüm meydana gelir. Wiesler zamanla yanlış bir noktada olduğunun farkına varır. Georg Dreyman’ı dinleme sırasında Dreyman’ın piyanoda ‘’İyi Bir İnsan İçin Sonat’’ (bu beste intihar eden arkadaşının Dreyman’a doğum günü hediyesidir. Dreyman arkadaşının intihar haberini alınca bu besteyi çalar.) bestesini çalarken, Wiesler’in ağladığını görürüz. Bu sahne, Weisler’in fikirlerindeki dönüşümü göstermesi bakımından çok önemlidir. İntihar olayı sadece Dreyman için değil Wiesler için de dönüm noktası olur. Wiesler’in değiştiğine dair başka bir sahne ise Wiesler’in asansörde bir çocukla karşılaştığı sahnedir. Çocuk Wiesler’e ‘’Sen Stasi’den misin?’’ diye sorar. Wiesler, ‘’Sen Stasi’nin ne olduğunu biliyor musun?’’ diye sorar. Çocuk ‘’Babam Stasi’dekiler çok kötü adamlar, insanları hapse atıyorlar.’’ diyor. Wiesler ‘’adı ne senin…’’ deyip devamını getirmiyor. Çocuk ‘’benim neyim?’’ deyince, Wiesler ‘’senin topunun adı ne?’’ der. Aslında babasının adını soracağını biliriz. Eski Wiesler olsa o çocuğun babasının adını öğrenir ve muhtemelen hakkında işlem yapardı. Ama Wiesler artık değişmiştir. Öyle ki, şüpheli hakkında delil toplanması için görevlendirilen Weisler zamanla, delileri ortadan kaldırıp Dreyman’a yardım eder konuma gelir. Wiesler’in amirleri, onun ihanetini anlasalar da bunu ispatlayamazlar. Bu sebeple onu görevden alıp daha basit bölümde görevlendirirler. 

Film izlerken akla şu soru takılabilir; Georg Dreyman daha bir muhalif bile değilken neden evine dinlenme cihazları yerleştirildi? Aslında bu, dönemin kültür bakanı olan Bruno Hempf (Thomas Thieme)’in keyfi bir uygulamasıdır. Bakanın amacı, aynı zamanda bir tiyatro oyuncusu olan Georg Dreyman’ın kız arkadaşı Christa-Maria Sieland (Martina Gedeck)’i elde etmektir. Bu yolda kendisine engel gördüğü Dreyman’ı hapse attırıp emeline ulaşmayı amaçlamaktadır. İktidar olanaklarını elinde bulundurup, her istediğini yapabileceğini sanmak bir yanılgıdır. Bunu bakan Hempf de pişmanlıkla anlayacaktır. 

Filmin sonunda Berlin Duvarı’nın yıkıldığı, iki Almanya’nın birleştiği görülür. Stasi’nin arşivleri halka açılır. Yazar Dreyman kendi hakkında tutulan dosyaları incelerken, Kod adı HGW XX7 olan birinin kendisine yardım ettiğini anlar. Bu kişinin Wiesler olduğunu öğrenir. Onu arar, bulur ama konuşmaz. Çünkü onun kuru bir teşekkürden çok daha fazlasını hak etiğini bilir. Bundan iki yıl sonra Dreyman "İyi Bir İnsan İçin Sonat" adını verdiği yeni kitabını, kod adıyla (HGW XX7) ona ithaf eder. Kitabı bir kitapçıda görüp bir kopyasını satın alan Wiesler bu ithaf satırını görür görmez, yıllar önce yapmış olduğu iyiliğin farkına varılmış olduğunu anlar. Tüm o yaptıklarını karşılık beklemeden, sadece doğru olduğuna inandığı için yapmıştır. Ama yazar bu yaptıklarını karşılıksız bırakmak istememiş ve çok şık bir teşekkür etmiştir. Hediye paketi mi olacak diyen satıcıya, yüzünde beliren tebessümle, ‘’Hayır, bu benim için’’ der.

Yapım                : 2006 - Almanya 

FRAGMAN: