Bu film için çok farklı yorumlar okudum. kimisi, kapitalizm eleştirisi, kimisi sistem eleştirisi yapılmış diyor. kimisi 90 dakikama yazık oldu çok sıkıcı ve gereksiz bir film diye yorum yapmış. Herkesin fikri kendine. Ben filmin sıkıcı olduğu fikrine katılmıyorum. Hem zaten her film de eğlenmek için izlenmez, o ayrı bir konu. Film izlerken sıkılabilirsiniz ama bu filmin kötü bir film olduğu anlamına gelmez. Kaldı ki bu filmde ben sıkılmadım. Diğer yorumlara gelince; kapitalizm, işsizlik ve sistem eleştirisi. Bu konulara ait bir takım değerlendirmeler yapılabilir. Ama bana kalınırsa yönetmenin derdi bu da değil. Yönetme esas olarak bir durum tespiti yapıyor. Depresyondaki bir kadının, depresyonla mücadelesi anlatılıyor.
Filmdeki Sandra (Marion Cotillard)'nın depresyona girmesine ne sebep olmuş onu bilmiyoruz. Bu önemli değil. Çünkü toplumda çok sayıda insan çeşitli sebeplerle depresyona girebiliyor. Önemli olan depresyonla nasıl baş edileceğidir. Filmde Sandra'nın depresyonla mücadelesinde ailesinden ve arkadaşlarından destek görmesi vurgulanmış. Özellikle eşinin fedakarlığı ve desteği çok net bir şekilde görülüyor. Bu destek depresyondaki bir insan için çok önemli olmakla birlikte asıl önemli olan, kişinin kendisinin göstereceği çabadır. Sandra iki gün, bir gecede tüm iş arkadaşları ile görüşüp kendisinin işe dönmesi için (kendi deyimi ile dilencilik yapmak) destek istemek zorundadır. Depresyondaki bir insan için bu çok zor durumdur. Daha önce de dediğimiz gibi eşinin ve arkadaşlarının desteği ile Sandra bir adım atıyor. Filmde tam da vurgulanmak istenen bu adımın atılmasıdır. Sandra'nın gösterdiği çaba işine geri dönmesi için yeterli olmuyor ama depresyondan bir nebze de olsa kurtulması ve geleceğe umutla bakması için yeterli oluyor.
Marion Cotillard çok başarılı bir oyunculuk ortaya koymuş. Depresyondaki bir insan ancak bu kadar iyi canlandırılabilir. Gülerken bile gözlerindeki hüznü görebiliyorsunuz.
FRAGMAN:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder