24 Mart 2015 Salı

Türk Sineması’nda 100 yılın en iyi 10’ları

Beyoğlu Belediyesi Başkanlığı ve TÜRSAK Vakfı işbirliğinde T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Başbakanlık Tanıtma Fonunun destekleri ile Türk Sinemasının 100 yıllık geçmişini taçlandırmak ve kutlamak için özel bir proje hazırladı. 200’e yakın sinema dünyasının önemli isimlerinden oluşan bir jüri tarafından Türk sinemasının En İyi “10’lar”ı seçildi.



EN İYİ ON DRAMA FİLMİ:
• SELVİ BOYLUM AL YAZMALIM
• EŞKIYA
• SUSUZ YAZ
• YOL
• SÜRÜ
• UMUT
• MASUMİYET
• MUHSİN BEY
• GELİN
• BİR ZAMANLAR ANADOLU’DA



EN İYİ ON YÖNETMEN:

• ATIF YILMAZ                                                        
• HALİT REFİĞ
• METİN ERKSAN
• NURİ BİLGE CEYLAN
• LÜTFİ ÖMER AKAD
• ŞERİF GÖREN
• YAVUZ TURGUL
• YILMAZ GÜNEY
• ZEKİ DEMİRKUBUZ
• ZEKİ ÖKTEN


EN İYİ ON SENARYO:

• MASUMİYET
• BABAM VE OĞLUM
• SUSUZ YAZ
• EŞKIYA
• KIŞ UYKUSU
• MUHSİN BEY
• SELVİ BOYLUM AL YAZMALIM
• SÜRÜ
• YOL
• ZÜĞÜRT AĞA




EN İYİ ON DRAMA KADIN OYUNCU:

• FATMA GİRİK                                                          
• FİLİZ AKIN
• HÜLYA AVŞAR
• HÜLYA KOÇYİĞİT
• MELTEM CUMBUL
• MÜJDE AR
• NEBAHAT ÇEHRE
• ZUHAL OLCAY
• TÜRKAN ŞORAY
• SELDA ALKOR





EN İYİ ON DRAMA ERKEK OYUNCU:

• AYHAN IŞIK
• ÇETİN TEKİNDOR
• FİKRET HAKAN
• FİKRET KUŞKAN
• HALUK BİLGİNER
• KADİR İNANIR
• TARIK AKAN
• TUNCEL KURTİZ
• ŞENER ŞEN
• YILMAZ GÜNEY


EN İYİ ON KOMEDİ FİLMİ:

• HABABAM SINIFI                                      
• ZÜĞÜRT AĞA
• VİZONTELE
• EYVAH EYVAH
• HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK
• HOKKABAZ
• KAPICILAR KRALI
• ARABESK
• TURİST ÖMER
• ÇİÇEK ABBAS




EN İYİ ON KOMEDİ KADIN OYUNCU:

• ADİLE NAŞİT
 AYŞEN GRUDA
• BİNNUR KAYA
• DEMET AKBAĞ
• DEMET EVGAR
• MÜRÜVVET SİM
• NEVRA SEREZLİ
• PERRAN KUTMAN
• SUNA PEKUYSAL
• YASEMİN YALÇIN



EN İYİ ON KOMEDİ ERKEK OYUNCU:

• ATA DEMİRER 
• CEM YILMAZ
• ENGİN GÜNAYDIN
• İLYAS SALMAN
• KEMAL SUNAL
• METİN AKPINAR
• SADRİ ALIŞIK
• ŞENER ŞEN
• HALİT AKÇATEPE
• ZEKİ ALASYA



EN İYİ ON MÜZİK:
• ATİLLA ÖZDEMİROĞLU
• CAHİT BERKAY
• ERKAN OĞUR
• MAZLUM ÇİMEN
• MALİH KİBAR
• METİN BÜKEY
• NEDİM OTYAM
• RAHMAN ALTIN
• YALÇIN TURA
• ZÜLFİ LİVANELİ


EN İYİ ON GÖRÜNTÜ YÖNETMENİ:

• ALİ UĞUR
• AYTEKİN ÇAKMAKÇI
• ÇETİN TUNCA
• ERTUNÇ ŞENKAY
• GANİ TURANLI
• GÖKHAN TİRYAKİ
• İLHAN ARAKON
• KRİTON İLYADİS
• SOYKUT TURAN
• UĞUR İÇBAK




23 Mart 2015 Pazartesi

İngmar Bergman

Sinema tarihinin gelmiş geçmiş en iyi yönetmenlerinden biri olan İngmar Bergman, 1918 yılında İsveç'te, Protestan bir papazın oğlu olarak doğdu. Dindar bir ailede büyüyen Bergman, ailesi gibi dindarlığı seçmemiş, ters bir kimlik geliştirmiştir. Bergman'ın dinle olan ilişkisi sık sık filmlerine de konu olmuştur. (Bkz: Yedinci Mühür)

Yaptığı filmler, hayatının onda bıraktığı izleri taşır. Genel anlamda gerçekçi ve toplumsal sorunlardan uzak, daha çok melankolik ve içe kapalı filmler yapmakla eleştirilse de yönetmen dünya sinemasına adını kazandırmayı başarmıştı. Kendini ve sorularını öyle derinlemesine yansıtmıştı ki sinemasına, seyircilerini derinden etkilemeyi başarmıştır.

Bergman sinemaya büyük yenilikler getirmiş bir isim. Öncelikle sinemaya psikolojiyi sokmuş; filmlerinde psikolojik bozuklukları olan insanları oynatmış.Yaptığı filmler ilk bakışta anlaşılmayacak psikanalitik öğeler taşır bariz bir şekilde. Bergman'ın diğer bir özelliği de, kadınların yönetmeni olması. Bergman filmlerinin birçoğunda önemli rol oynayan kadınlar mutlaka vardır.
Sanatı, sadeliğin, derinliğin ve aynı zamanda güzelliğin görsel sunumudur. 

Dokuz kez en iyi yönetmen dalında Oscar’a aday gösterilmiş, 1960, 1961 ve 1983’te en iyi yabancı film ödüllerini almıştır. 2005 yılında Time dergisi tarafından “yaşayan en büyük yönetmen” seçilmiştir.

Neden sinemacı olduğunu şöyle açıklar:
 “”Yetersiz kaldığım sözcüklerden, yeteneksiz olduğum müzikten ve pek ilgi duymadığım resimden farklı bir dil aracılığıyla kendimi açıkladım.''” 

Berman'ın vazgeçemediği, çoğu filminde birlikte çalıştığı iki oyuncusu vardır. Bunlardan biri Max von Sydow diğeri ise bir süre evli kaldığı Liv Ullman'dır. 
İngmar Bergman, 2007 yılında İsveç'in Faro adasındaki evinde 89 yaşında hayatını kaybetti.

İngmar Bergma'nın En Önemli Fİlmleri;




  • Det Sjunde İnseglet (Yedinci Mühür)
  • Persona
  • Smultronstallet (Yaban Çilekleri)
  • Fanny Och Alexander (Fanny ve Alexander)
  • Höstsonaten (Güz Sonatı)
  • Scener Ur Ett Aktenskap (Bir Evlilikten Manzaralar) 
  • Tystnaden (Sessizlik)
  • Saraband
  • Nattvardsgasterna (Kış Işığı)
  • Jungfrukallan (Genç Kız Pınarı)


18 Mart 2015 Çarşamba

Sıradışı Filmler

Bazı filmler vardır, standart film kalıplarına uymaz. Gerek senaryoları ile gerek çekim teknikleri ile gerek kurguları ile çok farklı, çok sıra dışıdırlar. İzlediğim filmlerden bana sıra dışı gelen filmleri listeledim.


Final Cut: Hölgyeim és Uraim (Bayanlar ve Baylar)

Macar yönetmen György Pálfi'nin 2012 yapımı filmi.

Filmi sıradışı yapan özelliği; Yaklaşık 450-500 filmden küçük kesitler alarak yeni bir film oluşturulmuş. Büyük yönetmenlerin unutulmaz filmlerinden kareler, efsaneleşmiş oyuncular bu filmde bir arada. Filmde oyuncular, isimler mekanlar sürekli değişiyor. Ama sonuçta anlatılan bir erkek ile bir kadının ilişkisi. Bir yerden sonra tek bir adam ve tek bir kadının oynadığını ve onların hikayesini izlediğinizi düşünürsünüz.

Film içinde Japonya, Güney Kore, Hindistan, Avrupa ve tabi ki Hollywood sinemasından filmler barındırır. Bu durum adeta şöyle bir mesaj veriyor; aşk evrenseldir ve dünyanın her yerinde benzer şekilde yaşanır.



Un Homme Qui Dort (Uyuyan Adam)

Bernard Queysanne yönettiği 1974 yapımı filmdir.

Filmi sıradışı yapan özelliği;  Film tek bir odada geçer ve tek bir adam vardır. Hiç diyalog yoktur. Film boyunca bir dış ses konuşur. Bu film bir bakıma okunan bir kitabı dinlemek gibidir.

“Modern yaşamın ağırlığını kaldıramayan, “tutunamayan” bireyler üzerine bir film'' olduğu söylenir.



La Jetée

 
 Chris Marker'ın yönetmenliğini yaptığı, 1962 yapımı film.

Filmi sıradışı yapan özelliği; Tüm film fotoğraflardan oluşuyor. Bir zamanlar foto-romanlar vardı. Bu film için de  Foto-film tabiri uygun olur. Sadece tek bir hareketli görüntü yer alıyor filmde, ki o da belli belirsiz görünüp kayboluyor.

Film belirsiz bir gelecek zamanda geçer. Dünyanın altını üstüne getiren 3. Dünya Savaşı’ndan sonra nükleer savaştan etkilenmeyen bir grup insan yeraltında yaşamaya başlar. Aralarında araştırmacıların da olduğu grup savaş öncesi dünyasına doğru bir yolculuk yapmaya karar verir. Bu yolculuk için seçilen kişi ise çocukluğunda yaşadığı bir olayın etkisinden kurtulmayı başaramayan takıntılı bir adamdır.

Film Terry Gilliam’ın 12 Maymun isimli başyapıtına da esin kaynağı oldu. Kısa filmin yönetmeni Marker, 12 Maymun’da da senarist olarak yer aldı



Moebius

Güney Kore'nin dünyaca ünlü yönetmeni Kim Ki-Duk'un yönettiği 2013 yapımı film.

Filmi sıradışı yapan özelliği;  film hiç diyalog içermiyor. Bu haliyle sinemanın ilk dönemlerindeki sessiz filmler gibi görünse de aslında sessiz bir film de değildir. Film boyunca oyuncular tek kelime konuşmuyorlar.  Hikaye oyuncuların vücut dilleri ve mimikleri ile anlaşılır hale geliyor.  Filmi sıra dışı kılan bir diğer özelliği ise çoğu insanın izlerken rahatsız olacağı bir senaryoya sahip olmasıdır.




Ayneh (The Mirror - Ayna)

 İran Sinemasının önemli yönetmenlerinden biri olan Jafar Panahi'nin 1997 yapımı filmi.

Filmi sıradışı yapan özelliği; Film gerçeklik ile kurguyu mükemmel bir şekilde harmanlıyor. Küçük bir kız olan Mina, okuldan eve kendi imkanları ile dönmek zorundadır. Seyirci Mina eve dönebilecek mi diye filmi takip ederken,  filmin ortalarında bir şehiriçi arabasında bulunan Mina; ''Ben artık oynamak istemiyorum'' der. O anda kamera otobüsün arkasına doğru döner. Otobüsün içinde bir film seti kurulmuştur. Yönetmeni ile, kameramanı ile film yapım ekibini görürüz. Anlıyoruz ki Mina filmde oynamak istemediğini söylemektedir. Tüm çabalara rağmen ikna edilemeyen Mina otobüsten iner ve yolun karşı yönüne geçer. Film ekibinden ayrılan Mina tek başına evine gitmeye çalışır. Fakat mikrofon hala üzerindedir. Yönetmen bu durumdan faydalanarak, O'nu uzaktan takip ederek sesini ve eve gitme çabasını kaydetmeye başlar. Mina'yı evine kadar takip ederler. Böylece film tamamlanmış olur. 

Şahsi kanaatim, Mina'nın oynamak istemiyorum deyip otobüsten inmesi de kurgudur. 




Shirin 

İran Sinemasının bir başka önemli ismi olan Abbas Kiarostami'nin yönettiği 2008 yapımı film.

Filmi sıradışı yapan özelliği; Filmde bir sinema salonunda film izleyen insanların yakın çekimleri yer almaktadır. Her defasında en fazla üç kişinin kadraja girdiği, çoğunluğu kadın olan seyircilerin izlediği filmden etkilenmeleri, kimi zaman duygulanıp ağlamaları, kimi zaman gülümsemeleri filmin ana eksenini oluşturur. Onların izlediği filmden hiçbir görüntü görmüyoruz. sadece seslerini duyuyoruz. bir nevi radyo tiyatrosu gibidir. İzledikleri film Ferhat ile Şirin'in efsanevi aşkını anlatıyor. 





L'année Dernière à Marienbad(Geçen Yıl Marienbad'da)

Ünlü Fransız yönetmen Alain Resnais'in yönettiği 1961 yapımı film.


Filmi sıradışı yapan özelliği; Bilmece gibi gizemli ve rüyayı andırır tuhaf  olan bu filmde, otel olarak kullanılan muhteşem bir şatoda karşılaşan bir kadın ve bir erkeğin sürekli olarak daha önce nerede karşılaştıklarını sorgulamaları, geçmişlerini aramaları (belki de hiç karşılaşmamışlardır) çapraşık geri dönüşlerle anlatılır.Yönetmen kamera hareketleri ve özgün çekim açıları ile çok farklı ve etkileyici bir film ortaya koymuş. Siyah beyaz oluşu da etkisini arttırmış. Renkli olsa bu kadar etkili olmayacakmış gibi geldi bana.




Dogville

Danimarkalı aykırı yönetmen Lars von Trier'in yönetmenliğini yaptığı 2003 yapımı film.

Filmi sıradışı yapan özelliği; Filmin geçtiği mekanların , evlerin, dükkanların yere çizilen çizgilerle gösterildiği, çok farklı bir film. Yere çizilen çizgiler duvar görevi görmektedir. Evde olanlar dışarıdan görülmemekte. Film bir nevi tiyatro sahnesinde geçmekte ve bu durum, izlerken insanın hayal gücünü ön planda tutması açısından çok önemlidir.


 Waking Life (Hayata Uyanmak)

Son dönemlerde yapımı 12 yıl sürmüş Boyhood filmi ile adını duyuran yönetmen Richard Linklater'in 2001 yılında yaptığı film.

Filmi sıradışı yapan özelliği; Farklı animasyon tekniğiyle de dikkat çeken film, önce gerçek oyuncularla çekilmiş daha sonra bir animasyon programı kullanılarak son halini almış. Film, rüya gerçeklik, nihilizm,varoluşçuluk, kayboluşçuluk gibi felsefi konuları irdelemektedir.








Eraserhead (Silgi Kafa)

Çoğu sinemasever tarafından sinema tarihinin en önemli yönetmenlerinden biri olarak kabul edilen David Lynch'in ilk uzun metrajlı, 1977 yapımı filmi.

Filmi sıradışı yapan özelliği; Bir sürü rahatsız edici imge, izleyicinin algısını allak bullak eden bir ses bandı ve siyah-beyaz görüntüleriyle, 'Eraserhead' bir deneysel sinema başyapıtıdır. Filmde fantastik görüntüler çoğunluktadır. Bu film çoğu kişi tarafından rüyaya en yakın film olarak kabul edilir. 




Enter The Void (Boşluk)

Ünlü fransız yönetmen Gaspar Noe'nin yönettiği 2009 yapımı film.

Filmi sıradışı yapan özelliği; Boşluk, transa benzer görsel üslubu ve birinci şahıs gözünden öznel anlatımıyla epey tartışma yarattı. Filmi, Tokyo’da küçük çaplı işler çeviren uyuşturucu satıcısı Oscar’ın gözünden izliyoruz. Oscar bir gece bir polis baskınında yakalanır ve vurulur. Ölüm döşeğinde, ruhu dünyadan ayrılmaya direnir ve kız kardeşi Linda’yı korumak üzere kızın peşine düşer. Özellikle Tokyo şehrinin kuş uçuşu görüntüleri çok etkileyicidir. Ayrıca sahneler arası geçiş ve kamera açıları dolayısıyla, izleyende baş dönmesine neden olabilir.






Un Chien Andalou (Bir Endülüs Köpeği)


Sinemada sürrealizm deyince akla ilk gelen isim olan Luis Bunuel'in 1929 yılında yaptığı sıra dışı film.

Filmi sıradışı yapan özelliği;  Ünlü ressam Salvador Dali ile yönetmen Luis Bunuel'in gördükleri rüyaları birbirlerine anlatmaları ile bu filmin fikri ortaya çıkmış. Film bu iki sıra dışı sanatçının rüyalarından bir kolaj sunuyor. Filmde bilediği ustura ile bir kadının gözünü ikiye ayıran adam ile bir bulutun ayı kesmesi ilişkilendirilmiştir. Buna benzer avucunun içinde karıncalar dolaşan adam gibi, rüya olduğu bilinen sahnelerin yanı sıra, mantıklı açıklamasının olmadığını düşündürebilecek onlarca sahne de mevcuttur.





11 Mart 2015 Çarşamba

47. Siyad Ödülleri (Kazananlar)

47. SİYAD (Sinema Yazarları Derneği) Türk Sineması Ödülleri sahiplerini buldu. Geceye, en iyi film de dahil olmak üzere toplam 6 ödül kazanan Nuri Bilge Ceylan'ın Kış Uykusu filmi damgasını vurdu.

İşte 47. SİYAD Türk Sineması Ödülleri'ni kazananlar;

Onur Ödülleri:
  • Attila Özdemiroğlu
  • Nebahat Çehre
  • Yavuz Turgul
  • Genco Erkal

Emek Ödülü: Festival yöneticisi ve sinemacı İrfan Demirkol

En İyi Film: Kış Uykusu

En İyi Yönetim: Nuri Bilge Ceylan (Kış Uykusu)

Cahide Sonku En İyi Kadın Oyuncu Performansı: Melisa Sözen (Kış Uykusu)

En İyi Erkek Oyuncu Performansı: Haluk Bilginer (Kış Uykusu)

En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Performansı: Ayberk Pekcan (Kış Uykusu)

En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Performansı: Lale Başar (Köksüz)

Mahmut Tali Öngören En İyi Senaryo: Deniz Akçay (Köksüz)

En İyi Görüntü Yönetmeni: Gökhan Tiryaki  (Kış Uykusu)

En İyi Müzik: Kenan Doğulu (Unutursam Fısılda)

En İyi Yabancı Film: 2 days 1 night

En iyi kurgu: Yorgos Mavropsaridis (Sivas)

En iyi sanat yönetimi: Soydan Kuş (Unutursam Fısılda)

En İyi Belgesel ödülü: Tepecik Hayal Okulu, Güliz Sağlam

En iyi kısa film: Müjdeler Var Yurdumun Toprağına Taşına, Erdi Sinemam 100 Şeref Yaşına!, Melik Saraçoğlu & Hakkı Kurtuluş

Yüzyılın 100 Filmi' SİYAD ilk 10 filmi açıkladı:

1) Umut - Yılmaz Güney
2) Yol - Şerif Gören
3) Sevmek Zamanı - Metin Erksan
4) Anayurt Oteli - Ömer Kavur
5) Vesikalı Yarim - Ömer Lütfi Akad
6) Muhsin Bey - Yavuz Turgul
7) Sürü – Zeki Ökten
8) Selvi Boylum Al Yazmalım – Atıf Yılmaz
9) Masumiyet - Zeki Demirkubuz
10) Bir Zamanlar Anadolu’da- Nuri Bilge Ceylan

9 Mart 2015 Pazartesi

Final Cut: Hölgyeim és Uraim




Macar yönetmen György Pálfi'nin yaklaşık 450 - 500 filmden küçük kesitler alarak meydana getirdiği 2012 yapımı çok farklı bir film. Sürekli olarak oyuncular değişiyor, mekanlar değişiyor, isimler değişiyor ama hikaye hep aynı kalıyor. Bir yerden sonra tek bir adam ve tek bir kadının oynadığını ve onların hikayesini izlediğinizi düşünürsünüz. Hikaye klasik bir aşk hikayesi olup temelde bir kadın ve bir erkeğin tanışmaları, aşık olmaları, araya giren engellere rağmen evlenmeleri sonrasında ayrılmaları ve tekrar kavuşmaları anlatılır. ( Filmin kırılma anı belki de bir telefondur. Şöyle ki; Sevdiğinize telefon edip onu sevdiğinizi, onu özlediğinizi söylemek istiyorsanız telefon açtığınızda susmayın. içinizdekileri sevdiğinize söyleyin. Yoksa hayat sizi çok başka yerlere sürükleyebilir.)


Film içinde Japonya, Güney Kore, Hindistan, Avrupa ve tabi ki Hollywood sinemasından filmler barındırır. Dünyanın her tarafından, büyük yönetmenlerin unutulmaz filmleri ve sinema tarihinin en önemli oyuncularını arka arkaya izlerken aslında tek bir erkeğin ve tek bir kadının aşkını izleriz. Aşk evrenseldir ve dünyanın her yerinde benzer şekilde yaşanır.


Bu filme ilgi duymak için çok film izlemiş olmalısınız. Çünkü ne kadar tanıdık sahne yakalarsanız filme olan ilginiz o kadar artar.

 



Yönetmen                            : György Pálfi
Oyuncular                           : Sinema tarihinin en önemli oyuncuları
Yapım                                 : 2012 - Macaristan




FRAGMAN:


  

6 Mart 2015 Cuma

Majid Majidi

Uluslararası film eleştirmenlerinin beğenisini kazanan İran'lı yönetmen, film yapımcısı ve senarist.

İranlı orta sınıf bir ailede Tahran'da doğdu ve büyüdü. 14 yaşında amatör tiyatro gruplarında oyunculuğa başladı. Daha sonra Tahran'da Dramatik Sanatlar Enstitüsü'nde eğitim gördü. 1980’li yıllarda kendine ait kısa filmler ve belgeseller yapmaya başladı. 1985 yılında İranlı bir başka önemli yönetmen olan Mohsen Makmalbaf'ın yönettiği Boykot filminde baş rol oynadı. Majidi, bu filmde komünist eğilimleri olan ölüme mahkum edilmiş bir karakteri oynadı. Bu film O'nun sinema adına yaptığı ilk önemli iş oldu.

1992 yılında ilk uzun metrajlı filmi, Baduk'u çevirdi. 1996 yılında yaptığı Pedar (Baba) filmi San Sebastian Jüri Ödülü aldı. 1997'de yaptığı Bacheha-ye Aseman (Cennetin Çocukları) filmi ile 1998 yılında en iyi yabancı film dalında oskara aday gösterildi. Majidi, Montreal Film Festivalinden 1999'da Rang-e Khoda (Cennetin Rengi) ve 2001'de de Baran filmleri ile iki kez ödül almıştır.

Majid Majidi,Çin'in başkenti Pekin'de düzenlenen 2008 Yaz Olimpiyatlarına hazırlık olarak Pekin şehrini tanıtmak için bir belgesel film hazırladı. Majidi Pekin hükümeti tarafından davet edilen beş uluslararası film yönetmenlerinden biriydi.

En çok beğendiğim İranlı yönetmen olan Majidi'nin, filmlerinde çok güçlü bir anlatımı vardır. Seyircinin kalbine, ruhuna dokunan, samimi bir dil kullanmaktadır. Filmlerinde, gösterişten uzak, mütevazı hayatları çarpıcı bir şekilde izleyiciye sunar. Majidi, Hz. Muhammed'in sesli ve görüntülü olarak temsil edildiği 'Muhammed' adlı son filmi ile epey tartışılacağa benzer.


Majid Majidi'nin En Önemli Filmleri:



  • Bacheha-ye Aseman  (Cennetin Çocukları)
  • Baran
  • Beed-e Majnoon  (Söğüt Ağacı)
  • Avaze Gonjeshk-ha  (Serçelerin Şarkısı)
  • Pedar  (Baba)
  • Rang-e Khoda  (Cennetin Rengi)



4 Mart 2015 Çarşamba

A Nous La Liberte


Ünlü Fransız yönetmen  Rene Clair'in yönettiği 1931 yapımı başarılı bir film. A Nous La Liberte, yapım yılı itibarı ile sessiz sinemadan sesli sinemaya geçiş dönemlerine denk gelir. Bu dönem yapılan filmlerin çoğunda olduğu gibi bu filmde de hem sessiz hem de sesli film özellikleri bir aradadır. Kimi sahnelerde sessiz filmlerde olduğu gibi diyalog yoktur. Arkada müzikle birlikte oyuncuların beden diliyle bir şeyler anlattığı sahneler ve sesli diyalogların olduğu sahneler bir arada sunulmaktadır.

Filmin konusu özetle şöyledir: İki dolandırıcı olan Emile ve Louis, hapisten kaçmanın yollarını aramaktadırlar. Sonunda kaçmayı başarırlar, ancak Emile polisler tarafından yakalanır ve yeniden cezaevine yollanır. Louis ise paçayı kurtarmıştır. Montaj hattına dayalı modern bir fabrikanın başına geçen Louis kısa süre içinde dev bir imparatorluk kurar. Emile hapisten çıkınca Louis'nin yanına gider. Fabrikadaki sekreter kıza aşık olan Emile, bir dizi komik olayın içinde yer alır. Louis'nin kaçak olduğunun anlaşılması ile iki kafadar yeniden yollara düşecektir.

Film siyah beyaz bir müzikal komedi. Yer yer eğlendirmesinin yanında önemli mesajlar da verir. Örneğin hapishanedeki mahkumların ve fabrikadaki işçilerin benzer hayatları, insanların dışarıda da çok özgür olmadığı, bir tür tutsaklık söz konusu olduğunu çarpıcı bir şekilde ortaya koymaktadır. Kimi sahnelerde burjuvaziye de eleştiri getiren film, karşılıksız aşk, dostluk, kapitalizm gibi konularda mesajlar verir. ve  bittiği zaman izleyicinin yüzünde bir tebessüm bırakır. İnsan kaybedeceği bir şeyi yoksa işte o zaman özgürdür.

A Nous La Liberte filmini izlerken çoğu sahnede Charlie Chaplin'in Modern Times filmini hatırladım. Benzer sahneler oldukça fazla. Çoğu kişi Chaplin'in bu filmden esinlendiğini söylese de Chaplin, kendi filmini yapmadan önce bu filmi  izlemediğini söylemiştir. Bu konuda yönetmen Rene Clair fikri sorulduğunda, Clair muhteşem bir cevap verir: ''Chaplin benim filmimden esinlenmişse, bundan onur duyarım''.





Yapım                : 1931 -  Fransa


FRAGMAN: