18 Mart 2015 Çarşamba

Sıradışı Filmler

Bazı filmler vardır, standart film kalıplarına uymaz. Gerek senaryoları ile gerek çekim teknikleri ile gerek kurguları ile çok farklı, çok sıra dışıdırlar. İzlediğim filmlerden bana sıra dışı gelen filmleri listeledim.


Final Cut: Hölgyeim és Uraim (Bayanlar ve Baylar)

Macar yönetmen György Pálfi'nin 2012 yapımı filmi.

Filmi sıradışı yapan özelliği; Yaklaşık 450-500 filmden küçük kesitler alarak yeni bir film oluşturulmuş. Büyük yönetmenlerin unutulmaz filmlerinden kareler, efsaneleşmiş oyuncular bu filmde bir arada. Filmde oyuncular, isimler mekanlar sürekli değişiyor. Ama sonuçta anlatılan bir erkek ile bir kadının ilişkisi. Bir yerden sonra tek bir adam ve tek bir kadının oynadığını ve onların hikayesini izlediğinizi düşünürsünüz.

Film içinde Japonya, Güney Kore, Hindistan, Avrupa ve tabi ki Hollywood sinemasından filmler barındırır. Bu durum adeta şöyle bir mesaj veriyor; aşk evrenseldir ve dünyanın her yerinde benzer şekilde yaşanır.



Un Homme Qui Dort (Uyuyan Adam)

Bernard Queysanne yönettiği 1974 yapımı filmdir.

Filmi sıradışı yapan özelliği;  Film tek bir odada geçer ve tek bir adam vardır. Hiç diyalog yoktur. Film boyunca bir dış ses konuşur. Bu film bir bakıma okunan bir kitabı dinlemek gibidir.

“Modern yaşamın ağırlığını kaldıramayan, “tutunamayan” bireyler üzerine bir film'' olduğu söylenir.



La Jetée

 
 Chris Marker'ın yönetmenliğini yaptığı, 1962 yapımı film.

Filmi sıradışı yapan özelliği; Tüm film fotoğraflardan oluşuyor. Bir zamanlar foto-romanlar vardı. Bu film için de  Foto-film tabiri uygun olur. Sadece tek bir hareketli görüntü yer alıyor filmde, ki o da belli belirsiz görünüp kayboluyor.

Film belirsiz bir gelecek zamanda geçer. Dünyanın altını üstüne getiren 3. Dünya Savaşı’ndan sonra nükleer savaştan etkilenmeyen bir grup insan yeraltında yaşamaya başlar. Aralarında araştırmacıların da olduğu grup savaş öncesi dünyasına doğru bir yolculuk yapmaya karar verir. Bu yolculuk için seçilen kişi ise çocukluğunda yaşadığı bir olayın etkisinden kurtulmayı başaramayan takıntılı bir adamdır.

Film Terry Gilliam’ın 12 Maymun isimli başyapıtına da esin kaynağı oldu. Kısa filmin yönetmeni Marker, 12 Maymun’da da senarist olarak yer aldı



Moebius

Güney Kore'nin dünyaca ünlü yönetmeni Kim Ki-Duk'un yönettiği 2013 yapımı film.

Filmi sıradışı yapan özelliği;  film hiç diyalog içermiyor. Bu haliyle sinemanın ilk dönemlerindeki sessiz filmler gibi görünse de aslında sessiz bir film de değildir. Film boyunca oyuncular tek kelime konuşmuyorlar.  Hikaye oyuncuların vücut dilleri ve mimikleri ile anlaşılır hale geliyor.  Filmi sıra dışı kılan bir diğer özelliği ise çoğu insanın izlerken rahatsız olacağı bir senaryoya sahip olmasıdır.




Ayneh (The Mirror - Ayna)

 İran Sinemasının önemli yönetmenlerinden biri olan Jafar Panahi'nin 1997 yapımı filmi.

Filmi sıradışı yapan özelliği; Film gerçeklik ile kurguyu mükemmel bir şekilde harmanlıyor. Küçük bir kız olan Mina, okuldan eve kendi imkanları ile dönmek zorundadır. Seyirci Mina eve dönebilecek mi diye filmi takip ederken,  filmin ortalarında bir şehiriçi arabasında bulunan Mina; ''Ben artık oynamak istemiyorum'' der. O anda kamera otobüsün arkasına doğru döner. Otobüsün içinde bir film seti kurulmuştur. Yönetmeni ile, kameramanı ile film yapım ekibini görürüz. Anlıyoruz ki Mina filmde oynamak istemediğini söylemektedir. Tüm çabalara rağmen ikna edilemeyen Mina otobüsten iner ve yolun karşı yönüne geçer. Film ekibinden ayrılan Mina tek başına evine gitmeye çalışır. Fakat mikrofon hala üzerindedir. Yönetmen bu durumdan faydalanarak, O'nu uzaktan takip ederek sesini ve eve gitme çabasını kaydetmeye başlar. Mina'yı evine kadar takip ederler. Böylece film tamamlanmış olur. 

Şahsi kanaatim, Mina'nın oynamak istemiyorum deyip otobüsten inmesi de kurgudur. 




Shirin 

İran Sinemasının bir başka önemli ismi olan Abbas Kiarostami'nin yönettiği 2008 yapımı film.

Filmi sıradışı yapan özelliği; Filmde bir sinema salonunda film izleyen insanların yakın çekimleri yer almaktadır. Her defasında en fazla üç kişinin kadraja girdiği, çoğunluğu kadın olan seyircilerin izlediği filmden etkilenmeleri, kimi zaman duygulanıp ağlamaları, kimi zaman gülümsemeleri filmin ana eksenini oluşturur. Onların izlediği filmden hiçbir görüntü görmüyoruz. sadece seslerini duyuyoruz. bir nevi radyo tiyatrosu gibidir. İzledikleri film Ferhat ile Şirin'in efsanevi aşkını anlatıyor. 





L'année Dernière à Marienbad(Geçen Yıl Marienbad'da)

Ünlü Fransız yönetmen Alain Resnais'in yönettiği 1961 yapımı film.


Filmi sıradışı yapan özelliği; Bilmece gibi gizemli ve rüyayı andırır tuhaf  olan bu filmde, otel olarak kullanılan muhteşem bir şatoda karşılaşan bir kadın ve bir erkeğin sürekli olarak daha önce nerede karşılaştıklarını sorgulamaları, geçmişlerini aramaları (belki de hiç karşılaşmamışlardır) çapraşık geri dönüşlerle anlatılır.Yönetmen kamera hareketleri ve özgün çekim açıları ile çok farklı ve etkileyici bir film ortaya koymuş. Siyah beyaz oluşu da etkisini arttırmış. Renkli olsa bu kadar etkili olmayacakmış gibi geldi bana.




Dogville

Danimarkalı aykırı yönetmen Lars von Trier'in yönetmenliğini yaptığı 2003 yapımı film.

Filmi sıradışı yapan özelliği; Filmin geçtiği mekanların , evlerin, dükkanların yere çizilen çizgilerle gösterildiği, çok farklı bir film. Yere çizilen çizgiler duvar görevi görmektedir. Evde olanlar dışarıdan görülmemekte. Film bir nevi tiyatro sahnesinde geçmekte ve bu durum, izlerken insanın hayal gücünü ön planda tutması açısından çok önemlidir.


 Waking Life (Hayata Uyanmak)

Son dönemlerde yapımı 12 yıl sürmüş Boyhood filmi ile adını duyuran yönetmen Richard Linklater'in 2001 yılında yaptığı film.

Filmi sıradışı yapan özelliği; Farklı animasyon tekniğiyle de dikkat çeken film, önce gerçek oyuncularla çekilmiş daha sonra bir animasyon programı kullanılarak son halini almış. Film, rüya gerçeklik, nihilizm,varoluşçuluk, kayboluşçuluk gibi felsefi konuları irdelemektedir.








Eraserhead (Silgi Kafa)

Çoğu sinemasever tarafından sinema tarihinin en önemli yönetmenlerinden biri olarak kabul edilen David Lynch'in ilk uzun metrajlı, 1977 yapımı filmi.

Filmi sıradışı yapan özelliği; Bir sürü rahatsız edici imge, izleyicinin algısını allak bullak eden bir ses bandı ve siyah-beyaz görüntüleriyle, 'Eraserhead' bir deneysel sinema başyapıtıdır. Filmde fantastik görüntüler çoğunluktadır. Bu film çoğu kişi tarafından rüyaya en yakın film olarak kabul edilir. 




Enter The Void (Boşluk)

Ünlü fransız yönetmen Gaspar Noe'nin yönettiği 2009 yapımı film.

Filmi sıradışı yapan özelliği; Boşluk, transa benzer görsel üslubu ve birinci şahıs gözünden öznel anlatımıyla epey tartışma yarattı. Filmi, Tokyo’da küçük çaplı işler çeviren uyuşturucu satıcısı Oscar’ın gözünden izliyoruz. Oscar bir gece bir polis baskınında yakalanır ve vurulur. Ölüm döşeğinde, ruhu dünyadan ayrılmaya direnir ve kız kardeşi Linda’yı korumak üzere kızın peşine düşer. Özellikle Tokyo şehrinin kuş uçuşu görüntüleri çok etkileyicidir. Ayrıca sahneler arası geçiş ve kamera açıları dolayısıyla, izleyende baş dönmesine neden olabilir.






Un Chien Andalou (Bir Endülüs Köpeği)


Sinemada sürrealizm deyince akla ilk gelen isim olan Luis Bunuel'in 1929 yılında yaptığı sıra dışı film.

Filmi sıradışı yapan özelliği;  Ünlü ressam Salvador Dali ile yönetmen Luis Bunuel'in gördükleri rüyaları birbirlerine anlatmaları ile bu filmin fikri ortaya çıkmış. Film bu iki sıra dışı sanatçının rüyalarından bir kolaj sunuyor. Filmde bilediği ustura ile bir kadının gözünü ikiye ayıran adam ile bir bulutun ayı kesmesi ilişkilendirilmiştir. Buna benzer avucunun içinde karıncalar dolaşan adam gibi, rüya olduğu bilinen sahnelerin yanı sıra, mantıklı açıklamasının olmadığını düşündürebilecek onlarca sahne de mevcuttur.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder