15 Eylül 2014 Pazartesi

Beed-e Majnoon (Söğüt Ağacı)



Beed-e Majnoon (Söğüt Ağacı), İran Sineması'nın dünya çapında tanınan, benim de en sevdiğim yönetmenlerinden biri olan Majid Majidi'nin, en önemli filmlerinden biridir. Majidi bu filmde, İranlı ödüllü aktör Parviz Parastui ile çalışmıştır.

Yusuf (Parviz Parastui) 8 yaşından beri, geçirdiği bir kaza sonucu gözleri görememektedir. Ancak bu durum ona engel olmamış. Braille alfabesi ile eğitimine devam etmiş ve sonunda üniversitede edebiyat profesörlüğüne kadar yükselmiş. Sosyal hayatında da çok sevilen, sayılan bir kişi olan Yusuf evli ve dünyalar şirini bir kızın babasıdır. Ailesi ile vakit geçirmekten çok hoşlandığı bahçeli bir evi vardır. Kısacası çoğu görebilenin yaşayamayacağı bir hayat yaşamaktadır Yusuf.  Küçük yaşta geçirdiği kazaya rağmen Allah'a isyan etmemiş bilakis devamlı dua etmektedir.

Kırk yıl boyunca göremeyen Yusuf için, her şey yolunda olsa da görmek bir uhde olarak kalır içinde. Ve bir gün Yusuf'un tekrar görebileceği umudu ortaya çıkar. Yusuf büyük bir heyecan ve umutla Paris'e uçar. Ameliyattan önce Yusuf karışık duygular içindedir. Bir yandan heyecan bir yandan da korku duymaktadır. Kırk yıl sonra görmek, O'na neler getirecek O'ndan neler götürecek bunu bilememenin tedirginliğini yaşar.
Nihayet ameliyat başarılı geçer ve Yusuf tekrar görmeye başlar.

Ülkesine dönen Yusuf büyük bir kalabalık tarafından karşılanır. Müziği ile, Parviz Parastui'nin üstün performansı ile bu sahne, filmin en güzel sahnelerinden biridir. Özellikle kırk yıldır göremediği annesini uzaktan görüp tanıdığı sahne muhteşemdir.

Yusuf, yeni bir hayata başlamıştır. Şimdi, okuma-yazma, hatta renkler dahil hiçbir şey bilmemektedir. (Bildiği her şeyi Braille alfabesi ile öğrenmişti.) Bir iç hesaplaşma yaşamaya başlar. Kırk yıl boyunca yaşadıklarının haksızlık olduğunu düşünür. Bundan böyle hak ettiği bir hayatı yaşamak ister. Öte yandan, genç ve güzel bir akrabası olan Meryem'e gönlünü kaptırmıştır. (Ne var ki Meryem'in başka bir sevdiği vardır.) Artık ailesi ile özellikle küçük kızı ile ilgilenmez olur. Bu durumun farkına varan eşi, ihanetini af etmez ve kızını da alıp O'nu terk eder. Annesi hastalanır ve hayatını kaybeder. Gözleri göremediği dönemlerde hergün Allah'a dua eden Yusuf artık dua etmeyi de bırakmıştır. Büyük bir çöküntü yaşar. Evdeki Braille Alfabesi ile yazılmış bütün kitaplarını bahçeye atar ve ateşe verir. Yusuf, görmezken sahip olduğu her şeyi, ailesini, annesini, ilmini ve işini kaybeder. Şimdi görüyor ancak hiçbir şeye sahip değildir. Çok geçmeden gözleri tekrar göremez olur.

İnsan gerçekte ne zaman kördür? Gözleri gören biri, her gerçeği görür mü? Majid Majidi bu sorulara ustalıkla yanıt veriyor. Yusuf görmezken duyuları ve algıları daha açıktı. asıl körlüğü görmeye başladıktan sonra yaşamaya başlıyor. Yusuf rolünde Parviz Parastui üstün bir performans sergilemiş. Filmi tek başına almış götürmüş. O kadar inandırıcı oynuyor ki filmin başındaki sahnelerde gerçekten görmeyen biri olduğu sanılabilir.



ajid Majidi
   ,   ,   ,  
Yapım                : 2005 - İran


FRAGMAN:



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder