Poizitia Copilului, Romanya Sinemasının son dönemde yapılmış en iyi filmlerinden biri. Sosyo-ekonomik olarak iyi durumda olan bir aileden olan 34 yaşındaki Barbu, bir trafik kazasında yoksul bir ailenin 14 yaşındaki oğullarına çarpıp ölmesine neden olur. Barbu'nun son derece otoriter, dediğim dedik annesi Cornelia, çocuğunun bu suçtan hüküm giyip hapse girmesine engel olmak için çalışmalara başlar. Bunun için toplumdaki statüsünü, üst mevkilerdeki bağlantılarını devreye sokmaya çalışır. Tanıkların ifadesini değiştirmesi için onlarla anlaşma yoluna gider. Dünyanın her yerinde geçerli bir kural gibi, burada da zengin güçlüdür, zengin haklıdır, otoriteler zenginden yanadır.
Filmin hikayesi yukarıda anlatıldığı gibi olsa da asıl verilmek istenen mesaj başka. Filmdeki anne karakteri çok baskın, çok otoriter. Çocuğu 34 yaşına gelmesine rağmen hala ondan bebeğim diye bahseder. Bebeğim derken bile, herhangi bir sevgi ya da şefkat emaresi göstermiyor. Hayatı boyunca çocuğun bütün kararlarına hükmetmiş, onun yerine düşünmüş ve onun adına kararlar almış. Baba dersen annenin gölgesinde ve etkisinde kalmış, son derece silik bir figür. Bunun sonucunda Barbu, kişiliği tam gelişmemiş, sorumluluk almaya yanaşmayan bir kişi olmuştur. Barbu, karıştığı kazada üzerine düşeni yapmaya yanaşmaz, anne-babasına; ''her zaman ki gibi yine siz halledin'' demekle, daha önceleri hiç bir sorumluluk almadığını gösteriyor. Anne-babasına özellikle annesine düşman olmuş, evden ayrılmış ve annesinin onaylamayacağı bir kadınla yaşamaktadır. Tüm çabası anne otoritesini kırmak ve kendi benliğini ortaya koymak içindir. Aile kavramına olan inancını kaybetmiş, bundan dolayı birlikte yaşadığı kadından çocuk yapmaya da cesaret edememiştir. Tüm bunların yaşanmasında Barbu'nun tek çocuk olmasının payı olduğunu düşünüyorum.
Filmin sonlarına doğru, iki ailenin karşı karşıya geldiği sahne çok iyiydi. Bu sahnede, çocuğu ölen babanın isyanı, yürek burkan cinstendi. En çarpıcı sahne ise ölen çocuğun babası ile Barbu'nun karşı karşıya geldikleri sahneydi. Seslerini duymadığımız, sadece dikiz aynasından görüntülerini gördüğümüz bu sahnede en son birleşen eller ve sonrasında arabaya gelen Barbu'nun hıçkıra hıçkıra ağlaması çok etkileyiciydi.
Genel olarak oyunculuklar çok başarılı ama özellikle anne rolündeki Luminita Gheorghiu
muhteşemdi.
FRAGMAN:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder