Syngue Sabur (Sabır Taşı), aynı zamanda bir yazar olan yönetmen Atiq Rahimi'nin, roman olarak yazdığı daha sonra aynı isimle senaryolaştırıp çektiği başarılı filmi. Doğrusu, izlemeden önce bu kadar iyi bir film beklemiyordum.
Film,Afganlı bir kadının başından geçenleri konu edinmiş. Kadının adı verilmiyor, bu sayede filmde anlatılanların herhangi bir Afganlı kadının başına gelebileceği vurgulanmış. Film ismini efsanevi bir taştan alıyor. Kadının teyzesi anlattığı bir hikayede, Sabır Taşı denen efsanevi bir taştan bahseder. Efsaneye göre bu taşa, kimselere anlatamadığın sırlarını anlatırsın. günün birinde bu taş çatlayıp dağılırsa kişi de sıkıntılarından arınır, özgürleşir. Filmde sabır taşı kadının eşidir. Eşi, bir kavgada ensesine aldığı bir kurşunla felçli duruma gelmiş ve devamlı uyur gibidir. hiçbir tepki verememektedir. Kadın bir yandan iki kızına bir yandan da felçli kocasına bakmak zorundadır. Ayrıca savaş hüküm sürmekte, her an bir saldırı olmakta bombalar patlamakta ve yaşam şartları çok zordur. Kadın, kimselere söyleyemediği sırlarını felçli kocasına anlatmaya başlar. Önceleri daha masum olan çocukluk sırlarını, ailesini, ilgisiz babasını anlatır. zamanla kocasının ailesini, annesini ve onlarla yaşadığı sıkıntıları anlatır. Sonra Afgan toplumuna göre ters düşecek bir hayat yaşayan teyzesinden bahseder. En sonunda finalde , en büyük sırrını söyler. Eşinin kısır olduğunu, çocuklarının babasının başkası olduğunu, evliliğini devam ettirmek için teyzesi ile böyle bir yol bulduklarını açıklar. Baştan beri anlatılanlara hiçbir tepki vermeyen/veremeyen koca orada kendine gelir ve karısının boğazına sarılır, onu öldürmeye çalışır. Bu sırada kadın kocasını bıçakla öldürür. böylece sabır taşı çatlar ve kadın sıkıntılarından kurtulur. Bunu da kadının yüzünde beliren gülümsemeden anlıyoruz.
Filmi genel olarak beğensem de, finalini çok beğenmedim. Ensesinde bir kurşun alan bir adamın, hastane koşullarından uzakta, tedavi görmeksizin, haftalar sonra kendine gelmesi, ellerini kollarını kullanması çok inandırıcı değil. Bunun yerine sadece gözlerini açsa, soluk alıp vermesi hızlansa ve o şekilde ölseydi daha etkili bir final olurdu kanısındayım. Çünkü aslolan, sabır taşının anlatılanlardan çatlamasıdır, fiziksel bir müdahale ile değil. Bir de adamın, film boyunca eşinin anlatıklarını duyduğunu bir şekilde seyirciye gösterilmeliydi. Kadın bilmese bile seyirci bilmeliydi. Bu şekilde, final daha çok merak edilirdi.
Golshifteh Farahani en çok beğendiğim oyunculardan biridir. Bu filmde özellikle çok beğendim. Tek başına filmi almış götürmüş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder